NEJAT SAYMAN
Gergin derbi nefesleri kesti
Gergin derbi nefesleri kesti
Hafta içinde Euroleague çift maç haftasında 2’şer galibiyet alıp İstanbul’a mutlu dönen takımlarımız zorlu maçlarda çok hırpalanmışlardı. Çünkü sadece sorun maçların deplasmanda olması değildi. Fenerbahçe İstanbul’da Bayern Münih’i yenip zorlu Zalgiris Kaunas deplasmanına gitmişti. Efes ise Baskonia deplasmanı üstü Madrid deplasmanında oynayıp dönmüştü.
Dinlenebilecek zamanları bile olmadı. Stesli maçlardan kalan yorgunluk ve gerginlik sahaya yansıdı ne yazık ki. Ayrıca Efes, Real galibiyetinin mimarlarından olan Beaubouis’in sakatlığı nedeniyle ağır darbe almıştı. Fenerbahçe ise üç çok önemli kısa oyuncusunu sakatlıklardan kaybedip çaylak Zagars ve yeni transfer Mays ile açığı kapatmaya çalıştı. İki takımı da öncelikle Euroleague galibiyetleri için kutlamak istiyorum. Çok önemli savaşlar verip haftayı harika şekilde kapattılar. Umarım iki takım da bu sezon el ele play-off oynarlar.
Gelelim Türkiye derbisine…
Zalgiris galibiyeti ile çok moralli olan Fenerbahçe Beko seyircisinin tamamen doldurduğu salona çok motive çıktı. Maç başlangıcında ikili oyunları Voleybol çizgisi civarlarında oynayıp Efes uzunlarını boyalı alandan uzaklaştırdılar. Bu sayede çembere gidip yakın bitirişleri Efes’e göre daha fazla buldular. İkili oyunlarda Efes adam değiştiğinde çembere gidişler Fenerbahçe’nin oyun planında ilk sırada yer alıyordu. Ayrıca Efes’in erken fauller almasını sağladılar. Efes ise Fenerbahçe boyalı alanında Oturu’yu çok iyi kullandı. İkili oyun sonrası çoğu zaman Oturu çok rahat basketler buldu. Zagars-Oturu ikilisi sayı olarak ilk periyota damga vuran isimler oldu. 21-21 biten periyot sonrası Efes Koçu Tomislav, Oturu yerine Poirier’i oyuna aldı.
İşte her şey Efes için o anda başladı. Gayet sakin oynanan maçta Fransız pivot lüzumsuz yere oyunu gerip hakemlere sürekli itiraz edip ısrarla devam etti. İki pozisyonda yaptığı faullere çok sert tepkiler verdi. Hatta ilk pozisyonda Emin Moğulkoç çok fazla sabredip teknik faul çalmadı. Ancak sert konuşmalarını sürdürünce önce teknik faul ve ardından sportmenlik dışı fauller ile 2 dakika 26 saniyede diskalifiye olup soyunma odasının yolunu tuttu ve dolayısıyla takımını yakmış oldu. Tahminimce Real Madrid’de Tavares’in arkasında kaldığı için mutlu olmayan ve bu yüzden Efes’e gelen Fransız pivot Efes’te de Oturu’nun arkasında kalınca gerilmiş olabilir. Ancak tepkilerini çok uzatması takımına zarar verdi.
Efes en önemli çember altı gücünü kaybedince Tomislav’ın oyun planları da altüst oldu. Yerli oyunculardan da hücumda çok az katkı geldi. Savunma ile ayakta kalmaya çalıştılar ama o da olmadı. Fenerbahçe ise tam tersi sabırlı şekilde oyun planına sadık kalıp eşleşme avantajlarının üzerine oyunu şekillendirdi. Guduric, Melli, Hayes-Davis gibi oyunu iyi okuyup aksiyon alan oyuncuların yanına Zagars da katılınca maç aslında ilk yarıda bitti. 21-21 biten ilk periyot sonrasında Efes’in oyundan kopması ile soyunma odasına 49-35 önde giden Fenerbahçe maçı kolaylamıştı çünkü son dönemde hiç geri adım atmadılar. Bunda Fenerbahçe’yi yenip dostça silkeleyen Aliağa Petkim’in de büyük katkısı oldu.
Takımda hangi beş oynarsa oynasın sorun yaşanmıyor. Çok fazla boş atış bulacak kadar iyi organize oluyorlar. Özellikle Guduric direksiyona geçince birden seviye değişiyor. Sırp forvet bu maçta oyun zekasını yine ortaya koyup savunmayı dağıttı. İstatistikte görünmeyen katkılar veren Birch maçın gizli kahramanlarından biriydi aslında. Gösterişsiz pivot Euroleague’de Fenerbahçe’nin Efes’i yendiği maçı da çözen oyuncu olmuştu çünkü ribauntları alamasa da çarşıyı karıştırıp rakibin de alamamasını sağlıyor. Ya takım arkadaşı topu kazanıyor ya da rakip oyuncular avantaj sağlayamadan pozisyon bitiyor. Dolayısı ile fastbreak yemeden savunmaya dönüyorlar. Ayrıca Fenerbahçe, uzun-kısa ikili oyununu Birch ile adam değişerek yaptığında kimse Birch’i geçip çembere gidemiyor. Aynı film Euroleague maçında da böyle sonuçlanmıştı.
O gün de buna benzer şeyler yazmıştım Birch ile ilgili. Uzun kollar ve bacaklar ile rakibe azap çektiriyor. Seyirci çok sayı atanı kahraman sanır genellikle ama asıl rakibi durduranlar gizli kahramandır. Mays ise çok iyi bir maç oynayıp 6 sayı 5 ribaund 4 asist ile maçı tamamladı. Bence ısınmaya başladı. Önümüzdeki dönem daha da etkili olacağını düşünüyorum. Emre ise Saras’ın bu maçtaki Joker’i oldu. Fenerbahçe alt yapısından yetişmesi işin en güzel tarafı. Umarım Emre gibi daha nice oyuncu A Takımlarında iyi seviyelerde dakika bulup ana oyunculardan olur. Buna ülkece çok ihtiyacımız var.
Sırada Elijah var…
Efes’in en sert mizaçlı oyuncusu olduğu kesin. Maccabi sonrası NBA olup şansını denedi ama olmadı ve Efes’e transfer oldu. Bence çok iyi transfer oldu. Oyunda iyi bir oyun kurucu varsa çok verimli oynuyor. Zaten savunma inatçılığını konuşmaya gerek yok.
Bu maçta da Efes’in en etkili oyuncusu oldu. Ancak top elindeyken genelde mecbur kalınca pas verdiği için oyunun akışkanlığı bitiyor. Bire birleri sonuna kadar zorlayıp sonuç alamazsa pası düşünüyor. İşte o zaman takım oyunu bitiyor. Diğer oyuncular soğuyor. Bence Efes’teki önemli sorunlardan biri de bu. Ayrıca çok sert mizaç bazen zarar verebiliyor. Bugün neredeyse bitmiş olan maçta Emin Moğulkoç ile diyaloğu hoş olmadı. Direkt diskalifiye olması hakaret içiren bir şeyler söylediğini gösteriyor. Efes yönetimi bu iki oyuncu ile ilgili problemler için önlem almalı. Yani Poirier ve Elijah. Yol yakınken çözüm bulunmalı yoksa play-off bir anda hayal seviyesine gelir… Naçizane…
Saras net 1 numara olmayan oyuncularla sezona başladı. Wilbekin, Baldwin, Hall bence net 1.5 numara. Baldwin Maccabi’de çok başarılı oldu ama yanında işleri her açıdan kolaylaştıran Lorenzo Brown vardı. Fenerbahçe’de ise o tip yardımcı guard yok. Bazen Guduric devreye giriyor ama oyun kurmayı o da beceremiyor. Saha görüşü çok iyi olduğu için adam değişimi sonrası inanılmaz şekilde çembere gidip bitiriyor. Hall ve Wilbekin zaten tamamen atıcı oyuncular. Yani Mays aşısı tutarsa ve Euroleague’de sınıf atlarsa Fenerbahçe iddialı olabilir. Bu sezon Real Madrid-Barcelona-Monaco-Panathinaikos-Olympiacos gibi baş aktörler sezona istedikleri gibi giremediler ancak kadro olarak güçlüler. Mesela Panathinaikos’un üç tane çok iyi oyun kurucusu var. Bazen maçı bu üçlü bitiyor.
Hepsi skorer ama aynı zamanda takım oyuncusu ve savunmacı. Monaco Calathes dönünce vites arttırır. Olympiacos oyun kurucu sıkıntısı yaşamıyor. Keza Real Madrid. Ancak Barcelona ve Fenerbahçe bu konuda sıkıntılı takımlar. Laprovittola’nın sakatlığı sonrası Barcelona SOS veriyor. Saras 1.5 numaraları sevse de bu ligin gerçekleriyle örtüşmüyor. Eğer Mays patlama yaparsa Zagars ve iyileştiğinde Hall ve Baldwin ile birlikte rotasyon iyi seviyeye gelir. Mays bekleneni veremezse net 1 numarası olmayan bir takım haline gelecek. Ben Fenerbahçe için en büyük sorunun bu olduğunu düşünüyorum. Umarım yanılırım ve Fenerbahçe çok daha iyi seviyeye gelir. Şu anda müthiş iş yapıyor Fenerbahçe takımı. Alkışı hak ediyorlar ancak uzun sezonda B planı çok değerlidir. Önlem almakta fayda var.
Zor bir Euroleague sezonu oynanıyor. Zalgiris ve Paris inanılmaz işler yaptı şu ana kadar. Milano bir ileri iki geri durumunda ama normale dönecektir. Ayrıca Virtus Bologna da toparlanacaktır. Alba Berlin dışında kötü takım yok. İki takımımız da Euroleague ve Türkiye Ligi kadrolarını farklı tutmalı. Yerli oyunculara Türkiye Liginde daha fazla şans verip hazırlamalı Koçlar. Tüm oyuncular hazır olmalı çünkü uzun sezondaki çift maç haftaları dengeleri çoğu kez aleyhte bozuyor. Yerli oyuncuları kullanıp geliştirelim. Şu anda sıkıntı büyük gibi duruyor. Aman dikkat!