Anadolu Efes Madrid'te bir harika!

NEJAT SAYMAN

Turkish Airlines Euroleague'de Real Madrid'e konuk olan Anadolu Efes maçın büyük bölümünü domine edip ezeli rakibini şok etti.

Madrid tribünleri evinde yenilgi yüzü görmemiş ve yeni bir galibiyeti beklerken takım oyununu çok iyi oynayan ve savunmada müthiş iş çıkaran Anadolu Efes'i seyretti ve maç sonunda tribünleri maç bitmeden terk etti.

Sezon başında yabancı rotasyonunda değişime giden Tomislav uzun rotasyonunu çok iyi seviyeye getirirken egosuz takım oyuncuları Jordan Nwora, Rolands Smist, Stanley Johnson ve Vincent Poirier'yi kadroya katmıştı. Çok hareketli ve atletik olan Poirier ve Oturu sezon başından beri çember altını çok iyi kullandı. Kısalar da bu iki uzunu gerçekten çok iyi besledi. Yüksek tempo oyunun yanında savunma da sertleşti. Barcelona, Panathinaikos, Fenerbahçe Beko yenilgileri normaldi ama Maccabi yenilgisi hesapta yoktu. Efes ilk sekiz dışında dolanırken önce Baskonia deplasmanı, dün gece de Real Madrid deplasmanı harika geçince Efes yeniden umutlarını tazeledi. Çirkef oyuncuların yaptıkları yine hoş değildi ama Efes gereken cevabı Basketbol oynayarak verdi. Avrupa'nın kendini Jordan sanan en şımarık ve egolu oyuncusu Hezonja 2. yarı devreye girse de atı alan Üsküdar'ı geçti. Koç Mateo ise Laso'dan kalan mirası bitermek için müthiş bir aday! Hakemler ortama gereken tepkileri verip zayıf davranmadılar ve bence dürüst ve iyi maç yönettiler.

Müzmin sakat Larkin her yıl sezonun % 40'lık bölümünü sakat geçiriyor. Sezon başında kamplara geç katılıp fiziksel hazırlığını net yapmayınca sakatlık kapıyı çalıyor. Yıllık 3.800.000 USD ile 4 yıllık kontrat imzalayan Larkin ne zaman geri döner bilinmez ama Efes takımı bir şekilde kenetlenip iyi yolda ilerliyor. Dün gece özellikle ilk yarıda Real Madrid çemberi neredeyse hiç göremedi. Ercan Osmani ve Smits'in de savunmada büyük katkı verdiği gecede kısalar da savunmada rakipleriyle giriştikleri 'İT DALAŞI'nda galip geldiler. Maçı getiren hücum değil savunma performansı oldu. Özellikle kısalar hem skoru sürüklediler, hem de savunmada çok emek verdiler. Takım olarak hareket edilen ve birlikte kalınabilen 2 İspanya deplasman maçını kazanmak omuzları daha da dikleştirdi. Efes Takımı sürekli gelişiyor. 3 yılda 3 Koç ve farklı sistemleri tek bayrak altında toplamak çok zor. Özellikle uzun ve garanti kontratlı oyuncular çoğunlukla ayak bağı olur. Efes biraz da bu dezavantajı yaşıyor. Bu kadar uzun ve sert bir ligde mücadele etmek her takım için zor. F4 adaylarının bile iyi başlayamadığı ligde her haftayı farklı düşünmek gerek ve geçmiş maçları hafızadan silip o güne konsantre olmak gerek.

Bu arada yıllar sonra Genel Menajer Alper Yılmaz'ın Kulüpten ayrılması ve yeni bir ismin Kulübe dahil olması da dengeler açısından kolay değil çünkü sezon başı olsa her şey çok daha kolay olabilirdi. Ancak Euroleague'de 10. maç sonrası ani gelişen değişim de kafaları tabi ki kurcaladı. Anadolu Efes'te 30 yıldır İdari Menajer konumunda olan tecrübeli yönetici Özgür Alyüz göreve getirilebilir diye düşünmüştüm ama İsmail Şenol'un göreve geleceği söylentileri var. Alper Yılmaz'a Basketbol Federasyonundaki yeni görevinde iyi şanlar dilerken Efes'te göreve gelecek yeni isme de aynı dileklerimi iletiyorum. Bayrak değişimleri çok doğaldır ve hayat devam eder.

Bu arada ısrarla Tomislav'ın bu koltuk için yetersiz olduğu ve başka Koç gelmesi gerektiğini düşünenler var. Şunu unutmayalım ki bugün için boştaki Koçların hiç biri Efes ismine yakışacak isimler değil. Kaldı ki Efes Takımı sakin ve elinden geleni iyi seviyede yapan bir takım. Tomislav yaz dönemini iyi geçirip savunmacı bir takım yaratmış. Oyuncular birbirine bağlı. Ellerindekini sonuna kadar vermeye gayret ediyorlar. Dikkat ederseniz tüm oyuncular oyuna girdiğinde katkı verecek kadar hazır ve oynatılmaktan dolayı mutlu. Tomislav rotasyonu seven bir Koç çünkü maksimum katkıyı alınca oyuncusunu dinlendirip diğer oyuncuları hazır tutuyor. Bazen ben de oynayan beşi eleştiriyorum kafamda. Ancak maçın sonunda tüm oyuncular hala dinç ve savaşı bırakmıyorsa Tomislav haklıdır. Özellikle ilk yarıda Doğuş Özdemiroğlu ve son periyot Derek Willis'ten aldığı katkı muazzamdı. Kızılderili, en el yakan toplardan birini hiç eli titremeden üçlük olarak yolladı ve Real buz tuttu. Bu yüzden Tomislav'ı arkasında mutlaka durulmalı ve elde kalmış oyuncu menajeri odaklı Koçları hafızadan silmek gerek. Bu filmleri çok gördük. Efes kapısında aylardır yatan biri sonunda teslim olup başka kulüple anlaştı! Yani Tomislav yıllardır Efes'e verdiği emeğin karşılığını almalı. Her takım için zor bir sezon olduğunu unutmayalım. Köprünün altından çok sular akacaktır.

Efes teknik ve idari ekibini, oyuncularını bu harika galibiyetlerden dolayı kutluyorum. Her şey iyi olsun...