Gerçek Başarıya Yatırım: Futbolun Gölgesinde Parlayan Sporlar

MUSTAFA ŞİMŞEK

Gerçek Başarıya Yatırım: Futbolun Gölgesinde Parlayan Sporlar

Türkiye son yıllarda sporda tarihi başarılara imza atıyor. Filenin Sultanları, Dünya Kupası’nda ikinci olarak adını bir kez daha dünya sahnesine altın harflerle yazdırdı. Basketbol milli takımlarımız, hem kadınlarda hem erkeklerde, özellikle genç yaş kategorilerinde büyük çıkışlar yakalıyor. Atletizmde, yüzmede, halterde, tekvandoda da bayrağımız sık sık kürsülere taşınıyor.

Tüm bunlar, sporun farklı alanlarında ülkemizin ne kadar güçlü bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Ancak burada önemli bir çelişki var: Bu kadar başarı getiren branşlara ayrılan bütçe ile futbola ayrılan bütçeyi yan yana koyduğumuzda tablo düşündürücü.

Futbola milyarlarca lira harcanıyor. Transferlere, kulüp borçlarına, menajerlik ücretlerine akan bu paraların karşılığında uluslararası alanda elimizde neredeyse hiçbir başarı yok. Dünya Kupası’na katılmak bile uzun süredir hayal haline gelmiş durumda. Avrupa Şampiyonaları’nda ise birkaç maçlık heyecanın ötesine geçemiyoruz. Yani futbol, aldığı yatırımın karşılığını toplumsal düzeyde başarı olarak geri veremiyor.

Oysa voleybola bakıyoruz… Filenin Sultanları, aldığı sınırlı imkanlara rağmen bir dünya markası haline geldi. Kadın voleybolunda Türkiye, artık dünyanın en güçlü ülkelerinden biri. Basketbol milli takımlarımız, her dönem sürpriz sonuçlarla adından söz ettirmeyi başarıyor. Sporcularımız bireysel branşlarda da büyük zorlukları aşarak, adeta kendi imkânlarıyla, dünya çapında madalyalar kazanıyor.

Burada asıl mesele şudur: Eğer futbola harcanan kaynakların küçük bir bölümü bile bu branşlara aktarılsa, ülkemiz çok daha büyük başarılara ulaşır. Daha modern tesisler, daha güçlü altyapı projeleri, daha fazla antrenör desteği ve bilimsel sporcu yetiştirme programlarıyla Türkiye, sadece bölgesinde değil, dünyada da sporun en önemli merkezlerinden biri olabilir.

Unutmamak gerekir ki spor, sadece kupa kazanmak değildir. Spor, gençlerin geleceği, toplumun sağlığı, milletin moral ve motivasyon kaynağıdır. Filenin Sultanları’nın elde ettiği başarıda milyonların bir araya gelip sevinmesi, gözyaşı dökmesi, gurur duyması bunun en somut kanıtıdır. Basketbolda alınan galibiyetler, genç sporcuların hayallerine ışık yakmaktadır.

Artık görmemiz gereken şudur: Futbolun gölgesinde kalan bu branşlar, aslında Türkiye’nin gerçek yüzünü, çalışkanlığını ve azmini temsil ediyor. Futbola harcanan gereksiz paraların sadece bir kısmı bu alanlara yönlendirilirse, başarıların sınırı olmaz.

Çünkü spor, sadece sahada oynanan bir oyun değil, bir milletin karakterini ve geleceğe bakışını ortaya koyar. Futbol yıllardır aynı kısır döngünün içinde debelenirken, voleybol, basketbol ve diğer branşlar bize yepyeni bir gelecek vaat ediyor.

O yüzden bugün en yüksek sesle söylememiz gerekiyor: Kaynaklarımızı gerçek başarıya, yani sporda ülkemizi gururlandıran branşlara yönlendirelim. Futbolun değil, sporun kazanmasına izin verelim.